1 EKİM 2025 İTİBARİYLE VERGİ İNCELEMESİNDE YENİ DÖNEM SAHTE FATURA OLDUĞUNU BİLMİYORDUM SAVUNMASI ARTIK GEÇERLİ DEĞİL
1 EKİM 2025 İTİBARİYLE VERGİ İNCELEMESİNDE YENİ DÖNEM "SAHTE FATURA OLDUĞUNU BİLMİYORDUM "
SAVUNMASI ARTIK GEÇERLİ DEĞİL
Sahte fatura düzenleme/kullanma suçu nedir? Sahte fatura (naylon fatura) suçları, sadece ekonomik kayıp ya da idari ceza meselesi değil; devlet maliyesinin güvenilirliğine, vergi adaletine ve piyasaların doğru çalışmasına doğrudan etki eden ağır suçlardır.
Peki bu suçlar genelde uygulamada ne şekilde ortaya çıkar? Uygulamada gözlenen en önemli gerçek, sahte fatura olaylarının sıklıkla sadece “tek bir kişinin hatası” olmayıp sistemsel zafiyetler, kötü niyetli üçüncü kişilerle ilişkiler veya iç denetim eksikliklerinden kaynaklandığıdır.
Hukuken “sahte fatura”, gerçekte hiç var olmayan bir muamele veya durumu varmış gibi gösteren belge olarak tanımlanır. Ancak uygulamada kritik nokta şudur: sahte fatura suçunun oluşabilmesi için belgenin VUK’ta sayılan zorunlu şekli unsurları taşıması gerekir; şekil unsurları yoksa belge “hiç düzenlenmemiş” sayılır ve sahtecilik cezai unsurunu oluşturmaz. Suçun temel unsurları şunlardır:
- Maddi unsur: Gerçekte var olmayan mal/hizmetin faturaya konu edilmesi (tamamen sahte) ya da gerçek işlem içinde hayali kısımların yer alması (kısmi sahtecilik).
- Şekli unsur: Faturanın VUK m.230’da öngörülen zorunlu unsurları içermesi. Şayet bu unsurlar yoksa cezai sorumluluk kurulamaz.
- Manevi unsur (kast): Failin sahte olduğunu bilerek hareket etmesi gerekir.!
1 EKİM 2025 İTİBARİYLE VERGİ İNCELEMESİNDE YENİ DÖNEM
Suçun manevi unsuru olan kastın aranmasında ise yeni bir döneme girilmektedir. Bu dönemde Vergi Denetim Kurulu, sahte belge kullanan mükelleflerle ilgili 1 Ekim 2025’ten itibaren yapılacak denetimlerde artık “bilmeden sahte fatura kullandım” bahanesinin kabul edilmeyeceğini düzenledi. Düzenlenecek vergi inceleme raporlarında bu faturaları kullanan herkes, otomatik olarak “bilerek kullanmış” sayılacak. Oysa ki hiçbir vatandaşın vergi inceleme yetkisi veyahut söz konusu belgenin üzerinde gerçeklik araştırması yapacak bilirkişi yetkinliği bulunmamaktadır. Bir belgenin sahte olup olmadığını araştırmak, ticari ilişkinin arka planını sorgulamak mesleki ihtisası gerektirdiği gibi kanuni bir yetkiye sahip olmayı da gerektirir.
Ticari işlemlerde KDV genel tebliğinde düzenlendiği şekilde işlemler yerine getirilmiş ise örneğin alınan malın bedelinin bankadan ödenmesi sevk ve taşıma irsaliyelerinin düzenlenmesi, çeki listesi ambar fişi kantar fişi vb. belgelerin olması gibi işlemler tamamen yapılsa dahi çoğu zaman vergi daireleri bunları bile kabul etmemekte ve KDV yi tahakkuk ettirmektedir. Elbette ki bu yaklaşım tartışmaya açıktır. Getirilen yeni sistemle birlikte “bilmeden sahte belge kullandım” savunması kabul edilmeyecek. Pek tabi bu durum beraberinde Mükellefler açısından Üç kat vergi cezası ve hapis tehdidi, idare açısından ise mahkemelerde dava yükü oluşturacaktır. Zira sahte fatura tespitinin karşıt inceleme raporundan yola çıkarak tespiti halinde dahi vergi müfettişleri tarafından savcılığa resen suç duyurusunda bulunulabilecektir.
Oysaki eski sistemde : Maliye Bakanlığı 2002 yılında yürürlüğe koyduğu 306 seri numaralı vergi usul genel tebliğinde sahte ve muhteviyatı itibarıyla sahte fatura kullanmayı kastın varlığının bulunduğuna dikkat edilmesinin gerektiğini kabul etmişti. Gerçekte alınan bir mal ve hizmet alımı varsa vergi müfettişi belgenin bilmeden kullandığına ikna olmuşsa savcılık duyurusu yapılmıyor ve 1 kat vergi zıyaı cezası öneriyordu. Son düzenlemeye göre Maliye Bakanlığı esnek uygulamadan vazgeçti.
Peki Yeni Sistem Nasıl İşleyecek?
Vergi Denetim Kurulunun, sahte belge düzenleyenlerin raporlarını artık yapay zekâ ile en fazla 20 gün içinde hazırlanması planlanmaktadır. Vergi müfettişleri manuel rapor yazmaktan kurtulacak, süreç otomatik ve hızlı ilerleyecektir.
Riskli mükelleflerden mal ve hizmet alanlara uyarı yapılacaktır
Vergi Denetim Kurulu, riskli mükelleflerden, mal ve hizmet alan mükelleflere bir uyarı yazısı göndererek, mal ve hizmet aldıkları mükelleflerin riskli olduğunu, bu alımları izah etmelerini ya da faturaların yasal kayıtlarından çıkarılması gerektiğini bildirecektir.
İzahın yeterli olmaması halinde mükelleflerin bu faturaları yasal kayıtlarından çıkarmaları gerekmektedir, aksi halde mal ve hizmet satın aldıkları riskli mükelleflerle ilgili düzenleme raporları yazıldıktan sonra artık bu faturaları bilerek kullanmış sayılacaklardır. Akabinde inceleme başlatılacaktır.
Son zamanlarda çoğu şirkete sahte fatura ve kdv ödemelerine ilişkin yazı gönderilmekte ve düzeltme için süre verilmektedir. Ancak usule aykırı bir şekilde bu süre bitmeden aynı faturaya ilişkin vergi incelemesi yazısı vergi müfettişlerinin takibiyle vatandaşa tebliğ edilmektedir. Eğer elinizde İşlemlerin Gerçekliğinin Doğruluğunu kanıtlamaya elverişli belgeler( sevk ve taşıma irsaliyesi, çeki listesi ambar fişi kantar fişi vb.) mevcutsa yazıyı gönderen idareye bu belgeleri de dayanak yapmak suretiyle tebliğden itibaren 15 gün içerisinde itiraz yoluna başvurabilirsiniz. İdarenin red cevabı veya 30 gün içerisinde herhangi bir cevap vermemesi halinde ise İdari dava yoluna başvurmanız gerekmektedir.
Aynı zamanda açılan savcılık soruşturması ve kamu davasında da elinizdeki belgeler ve delillerle bu sahte faturanın " sahte fatura olduğunu " bilmediğinizi ispat etmek durumundasınız.
Yeni sistemde bir de teminat isteme düzenlemesi bulunmaktadır.
Yeni dönemde 6183 sayılı Kanunda yer alan teminat isteme düzenlemesine dayanılarak, daha incelemenin başında sahte belge kullanımına bağlı olarak kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla vergi müfettişleri tarafından teminat istenebilecektir.Maliye, sahte fatura kullananlardan teminat isteyebilecek, teminat verilmemesi halinde ihtiyati haciz uygulayabilecektir.
Yeni dönemde Vergi İncelemesinin Cezai Boyutu
Sahte fatura suçları VUK 359/b uyarınca 3 yıldan 8 yıla kadar hapis ile cezalandırılır. Bunun dışında vergi aslına ilişkin sahte fatura kullanan mükellefler, ödenmeyen vergi tutarı üzerinden 3 kat vergi zıyaı cezası ile karşılaşacaktır. Önemli indirim mekanizmaları şunlardır: soruşturma evresinde tarh edilen vergi, gecikme faizi ve gecikme zammı ile cezaların belirli oranlarda ödenmesi halinde etkin pişmanlık indirimleri uygulanabilir.
Sonuç olarak: Sahte fatura vakaları genellikle hem bireysel hem de kurumsal hataların bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Hukuki ve cezai boyutları çok ağır olan bu fiillerden korunmanın en etkili yolu proaktif önlemler almaktır: tedarikçi araştırması, iç kontrol ve doğrulama prosedürleri, e-fatura doğrulamaları ve şeffaf muhasebe uygulamaları. İnceleme sürecinde gerçek failin doğru tespiti, usul kurallarına dikkat ve hukuki stratejinin erken aşamada kurulması mükellef için belirleyici olabilir. Bu noktada profesyonel hukuki destek almak, hem süreçte hak kaybı yaşanmaması hem de en etkin savunmanın hazırlanabilmesi açısından kritik önem taşır. Konuyla ilgili detaylı danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
SAVUNMASI ARTIK GEÇERLİ DEĞİL
Sahte fatura düzenleme/kullanma suçu nedir? Sahte fatura (naylon fatura) suçları, sadece ekonomik kayıp ya da idari ceza meselesi değil; devlet maliyesinin güvenilirliğine, vergi adaletine ve piyasaların doğru çalışmasına doğrudan etki eden ağır suçlardır.
Peki bu suçlar genelde uygulamada ne şekilde ortaya çıkar? Uygulamada gözlenen en önemli gerçek, sahte fatura olaylarının sıklıkla sadece “tek bir kişinin hatası” olmayıp sistemsel zafiyetler, kötü niyetli üçüncü kişilerle ilişkiler veya iç denetim eksikliklerinden kaynaklandığıdır.
Hukuken “sahte fatura”, gerçekte hiç var olmayan bir muamele veya durumu varmış gibi gösteren belge olarak tanımlanır. Ancak uygulamada kritik nokta şudur: sahte fatura suçunun oluşabilmesi için belgenin VUK’ta sayılan zorunlu şekli unsurları taşıması gerekir; şekil unsurları yoksa belge “hiç düzenlenmemiş” sayılır ve sahtecilik cezai unsurunu oluşturmaz. Suçun temel unsurları şunlardır:
- Maddi unsur: Gerçekte var olmayan mal/hizmetin faturaya konu edilmesi (tamamen sahte) ya da gerçek işlem içinde hayali kısımların yer alması (kısmi sahtecilik).
- Şekli unsur: Faturanın VUK m.230’da öngörülen zorunlu unsurları içermesi. Şayet bu unsurlar yoksa cezai sorumluluk kurulamaz.
- Manevi unsur (kast): Failin sahte olduğunu bilerek hareket etmesi gerekir.!
1 EKİM 2025 İTİBARİYLE VERGİ İNCELEMESİNDE YENİ DÖNEM
Suçun manevi unsuru olan kastın aranmasında ise yeni bir döneme girilmektedir. Bu dönemde Vergi Denetim Kurulu, sahte belge kullanan mükelleflerle ilgili 1 Ekim 2025’ten itibaren yapılacak denetimlerde artık “bilmeden sahte fatura kullandım” bahanesinin kabul edilmeyeceğini düzenledi. Düzenlenecek vergi inceleme raporlarında bu faturaları kullanan herkes, otomatik olarak “bilerek kullanmış” sayılacak. Oysa ki hiçbir vatandaşın vergi inceleme yetkisi veyahut söz konusu belgenin üzerinde gerçeklik araştırması yapacak bilirkişi yetkinliği bulunmamaktadır. Bir belgenin sahte olup olmadığını araştırmak, ticari ilişkinin arka planını sorgulamak mesleki ihtisası gerektirdiği gibi kanuni bir yetkiye sahip olmayı da gerektirir.
Ticari işlemlerde KDV genel tebliğinde düzenlendiği şekilde işlemler yerine getirilmiş ise örneğin alınan malın bedelinin bankadan ödenmesi sevk ve taşıma irsaliyelerinin düzenlenmesi, çeki listesi ambar fişi kantar fişi vb. belgelerin olması gibi işlemler tamamen yapılsa dahi çoğu zaman vergi daireleri bunları bile kabul etmemekte ve KDV yi tahakkuk ettirmektedir. Elbette ki bu yaklaşım tartışmaya açıktır. Getirilen yeni sistemle birlikte “bilmeden sahte belge kullandım” savunması kabul edilmeyecek. Pek tabi bu durum beraberinde Mükellefler açısından Üç kat vergi cezası ve hapis tehdidi, idare açısından ise mahkemelerde dava yükü oluşturacaktır. Zira sahte fatura tespitinin karşıt inceleme raporundan yola çıkarak tespiti halinde dahi vergi müfettişleri tarafından savcılığa resen suç duyurusunda bulunulabilecektir.
Oysaki eski sistemde : Maliye Bakanlığı 2002 yılında yürürlüğe koyduğu 306 seri numaralı vergi usul genel tebliğinde sahte ve muhteviyatı itibarıyla sahte fatura kullanmayı kastın varlığının bulunduğuna dikkat edilmesinin gerektiğini kabul etmişti. Gerçekte alınan bir mal ve hizmet alımı varsa vergi müfettişi belgenin bilmeden kullandığına ikna olmuşsa savcılık duyurusu yapılmıyor ve 1 kat vergi zıyaı cezası öneriyordu. Son düzenlemeye göre Maliye Bakanlığı esnek uygulamadan vazgeçti.
Peki Yeni Sistem Nasıl İşleyecek?
Vergi Denetim Kurulunun, sahte belge düzenleyenlerin raporlarını artık yapay zekâ ile en fazla 20 gün içinde hazırlanması planlanmaktadır. Vergi müfettişleri manuel rapor yazmaktan kurtulacak, süreç otomatik ve hızlı ilerleyecektir.
Riskli mükelleflerden mal ve hizmet alanlara uyarı yapılacaktır
Vergi Denetim Kurulu, riskli mükelleflerden, mal ve hizmet alan mükelleflere bir uyarı yazısı göndererek, mal ve hizmet aldıkları mükelleflerin riskli olduğunu, bu alımları izah etmelerini ya da faturaların yasal kayıtlarından çıkarılması gerektiğini bildirecektir.
İzahın yeterli olmaması halinde mükelleflerin bu faturaları yasal kayıtlarından çıkarmaları gerekmektedir, aksi halde mal ve hizmet satın aldıkları riskli mükelleflerle ilgili düzenleme raporları yazıldıktan sonra artık bu faturaları bilerek kullanmış sayılacaklardır. Akabinde inceleme başlatılacaktır.
Son zamanlarda çoğu şirkete sahte fatura ve kdv ödemelerine ilişkin yazı gönderilmekte ve düzeltme için süre verilmektedir. Ancak usule aykırı bir şekilde bu süre bitmeden aynı faturaya ilişkin vergi incelemesi yazısı vergi müfettişlerinin takibiyle vatandaşa tebliğ edilmektedir. Eğer elinizde İşlemlerin Gerçekliğinin Doğruluğunu kanıtlamaya elverişli belgeler( sevk ve taşıma irsaliyesi, çeki listesi ambar fişi kantar fişi vb.) mevcutsa yazıyı gönderen idareye bu belgeleri de dayanak yapmak suretiyle tebliğden itibaren 15 gün içerisinde itiraz yoluna başvurabilirsiniz. İdarenin red cevabı veya 30 gün içerisinde herhangi bir cevap vermemesi halinde ise İdari dava yoluna başvurmanız gerekmektedir.
Aynı zamanda açılan savcılık soruşturması ve kamu davasında da elinizdeki belgeler ve delillerle bu sahte faturanın " sahte fatura olduğunu " bilmediğinizi ispat etmek durumundasınız.
Yeni sistemde bir de teminat isteme düzenlemesi bulunmaktadır.
Yeni dönemde 6183 sayılı Kanunda yer alan teminat isteme düzenlemesine dayanılarak, daha incelemenin başında sahte belge kullanımına bağlı olarak kamu alacağının güvence altına alınması amacıyla vergi müfettişleri tarafından teminat istenebilecektir.Maliye, sahte fatura kullananlardan teminat isteyebilecek, teminat verilmemesi halinde ihtiyati haciz uygulayabilecektir.
Yeni dönemde Vergi İncelemesinin Cezai Boyutu
Sahte fatura suçları VUK 359/b uyarınca 3 yıldan 8 yıla kadar hapis ile cezalandırılır. Bunun dışında vergi aslına ilişkin sahte fatura kullanan mükellefler, ödenmeyen vergi tutarı üzerinden 3 kat vergi zıyaı cezası ile karşılaşacaktır. Önemli indirim mekanizmaları şunlardır: soruşturma evresinde tarh edilen vergi, gecikme faizi ve gecikme zammı ile cezaların belirli oranlarda ödenmesi halinde etkin pişmanlık indirimleri uygulanabilir.
Sonuç olarak: Sahte fatura vakaları genellikle hem bireysel hem de kurumsal hataların bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Hukuki ve cezai boyutları çok ağır olan bu fiillerden korunmanın en etkili yolu proaktif önlemler almaktır: tedarikçi araştırması, iç kontrol ve doğrulama prosedürleri, e-fatura doğrulamaları ve şeffaf muhasebe uygulamaları. İnceleme sürecinde gerçek failin doğru tespiti, usul kurallarına dikkat ve hukuki stratejinin erken aşamada kurulması mükellef için belirleyici olabilir. Bu noktada profesyonel hukuki destek almak, hem süreçte hak kaybı yaşanmaması hem de en etkin savunmanın hazırlanabilmesi açısından kritik önem taşır. Konuyla ilgili detaylı danışmanlık için bizimle iletişime geçebilirsiniz.