Blog

BOŞANMA DAVASINDA VELAYET HANGİ KRİTERLERE GÖRE BELİRLENİR

BOŞANMA DAVASINDA VELAYET 
HANGİ KRİTLERLERE GÖRE BELİRLENİR

    Boşanma, yalnızca eşlerin yollarını ayırması değil, aynı zamanda çocukların geleceğini doğrudan etkileyen bir süreçtir. Bu nedenle velayet konusu, boşanma davalarının en hassas başlıklarından biridir. Türk hukukunda velayet kararı verilirken her zaman çocuğun üstün yararı gözetilir. Mahkemelerin bu kararı verirken hangi kriterleri temel alacağı hususu soru işaretleri yaratmaktadır. 

Velayet Hukukunun Temeli Nedir?

    Türk Medeni Kanunu’na göre çocuk ergin oluncaya kadar ana ve babasının velayeti altındadır. Evlilik süresince velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılır. Ancak boşanma halinde, çocuğun velayeti anne ya da babadan birine bırakılır. Burada belirleyici olan, tarafların taleplerinden çok, çocuğun bedensel, ruhsal ve sosyal gelişimi için en uygun ortamın sağlanmasıdır.

    Yargıtay E. 2012/2-799, K. 2013/389 Sayılı ilamında ise “....İlişkide anne ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararı da gözetilir. Anne babanın yararı ile çocuk yararı çatışırsa, çocuğun yararına üstünlük tanınır.” Ifadeleriyle çocuğun üstün yararını gözetmiştir. 

2) Hakim Velayeti Belirlerken Hangi Kriterlere Bakar? 

 Çocuğun Yaşı ve İhtiyaçları: Küçük yaşta olan çocukların özellikle bakım ve şefkat ihtiyaçları dikkate alınır.
Anne ve Babanın Yaşam Koşulları: Ebeveynin yaşadığı çevre, ev düzeni, eğitim ve sağlık imkanları incelenir.
Psikolojik ve Fiziksel Yeterlilik: Çocuğun güvenliği ve sağlıklı gelişimi için anne ve babanın ruhsal ve fiziksel durumu değerlendirilir.
Ekonomik İmkanlar: Çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılayabilme kapasitesi önemlidir, ancak tek başına yeterli değildir.
Duygusal Bağ: Çocuğun hangi ebeveynle daha güçlü bir bağ kurduğu ve kimin yanında kendini daha huzurlu hissettiği dikkate alınır.
Çocuğun Görüşü: Belirli bir olgunluğa ulaşan çocukların görüşü de dinlenir, ancak bu hâkimin takdirinde değerlendirilir.

    “Ortak çocuk çok küçük olup, emzirme dönemindedir. Çok küçük olan çocuklar anne bakım, sevgi, şevkat ve ilgisine daha çok muhtaçtır. Annenin velayet görevini üstlenmesine önemli bir engel bulunmadığı takdirde, küçük çocuğun annesinin velayetine bırakılması onun üstün yararıdır.” (Yargıtay 2. HD. 2011/10761 E. 2011/23988 K.)

3) Velayet Alamayan Ebeveynin Hakları Nelerdir? 

    Velayetin anne ya da babadan birine verilmesi, diğer ebeveynin çocukla ilişkisinin sona ereceği anlamına gelmez. Mahkeme, velayeti almayan ebeveyn için de kişisel ilişki kurma hakkını düzenler. Böylece çocuk, anne ve babasından kopmadan sağlıklı bir iletişim sürdürebilir.

4) Velayet Kararı Sonradan Değiştirilebilir mi?

    Velayet, kesin ve değişmez bir karar değildir. Çocuğun ihtiyaçları veya ebeveynlerin yaşam koşulları değiştiğinde, mahkemeden velayet düzenlemesinin yeniden değerlendirilmesi istenebilir. Örneğin, velayet hakkını elinde bulunduran ebeveynin çocuğun bakımını ihmal etmesi, sağlıksız koşullar sunması ya da çocuğun gelişimini olumsuz etkileyecek davranışlarda bulunması halinde velayet kararı değiştirilebilir.

    Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/6360 E. ve 2021/431 K. sayılı ilamına göre “..Dosya incelendiğinde, davanın açıldığı 02.12.2013 tarihinden itibaren yargılama süreci boyunca tarafların ortak çocuklarının davacı-karşı davalı anne yanında kaldıkları sabittir. Mahkemece alınan sosyal inceleme raporunda, çocukların anne yanında kalmalarının fiziksel, sosyal, kültürel ve psikolojik gelişimlerini olumsuz etkileyeceği hususu ispatlanmamış olup, duruşmada dinlenen ortak çocukların da velayet hususunda ebeveynleri arasında seçim yapmak istemedikleri anlaşılmaktadır. Davalı-karşı davacı babanın ise kendisine yeni bir aile düzeni kurmuş olması ve çocukların alıştıkları çevreden ayrılmaması ilkeleri bir arada değerlendirildiğinde ortak çocuklar H. ve A. E.'nin velayetlerinin davacı-karşı davalı anneye verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle davalı-karşı davacı babaya verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönüyle bozulmasına karar vermek gerekmiştir” olarak çevresel ve sosyolojik etkenlerin velayetin belirlenmesinde nazara alındığını vurgulamıştır. 

    “ …Velayet kamu düzenine ilişkindir. Velayetin düzenlenmesinde, çocukların üstün yararı, ana ve babanın isteklerinden önce gelir. Müşterek çocuk Cenker 28.2.2013 tarihli duruşmada annesiyle kalmak istediğini beyan etmiştir. O halde, müşterek çocuğun isteği ve kardeşlik duygularının gelişmesi için kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaması kıstası da dikkate alındığında, ortak çocuklardan Cenker’in velayetinin de davacı-karşı davalı anneye verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde babaya verilmesi doğru olmamıştır…” (Yargıtay 2. HD. 2014/4755 E. 

5) Velayet Sahibi Ebeveynin Vefat Etmesi Durumu:

    Velayeti elinde bulunduran ebeveynin ölmesi halinde, velayet otomatik olarak diğer ebeveyne geçmez. Mahkeme, bu durumda çocuğun menfaatlerini dikkate alarak yeniden bir değerlendirme yapar. Çocuğun üstün yararı gerektiriyorsa, velayet diğer ebeveyne verilebilir; ancak gerekli görülürse vasi atanması da mümkündür. Burada amaç, çocuğun güvenliği ve sağlıklı gelişimini en iyi şekilde temin etmektir.

6) Ortak Velayete Karar Verilebilir mi?

    Ortak velayet, boşanma sonrasında çocuğun velayetinin anne ve babada birlikte bırakılması anlamına gelir. Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sonrası ortak velayete açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, Yargıtay’ın son yıllardaki kararlarında ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında ortak velayetin, çocuğun üstün yararı ilkesine uygun düştüğü hallerde kabul edilebileceği yönünde değerlendirmeler yapılmaktadır.

7) Çocuğun Geleceği Önceliklidir.

    Velayet davaları, anne ve babanın haklarından çok, çocuğun haklarını ve yararını merkeze alır. Türk hukukunda hâkim, kararını verirken çocuğun güvenliği, eğitimi, sağlığı, psikolojik gelişimi ve duygusal ihtiyaçlarını bir bütün olarak değerlendirir.

    Unutulmamalıdır ki, velayet yalnızca hukuki bir hak değil, aynı zamanda ciddi sorumluluklar içeren bir görevdir. Çocuğun günlük ihtiyaçlarını karşılamaktan, eğitimine ve geleceğine yön vermeye kadar geniş bir yükümlülük alanını kapsar. Bu nedenle velayet kararları, çocuk için en sağlıklı ve dengeli yaşam koşullarını sağlayabilecek ebeveyne verilir.

    Boşanma sürecinde velayet konusunda belirsizlik yaşayan anne ve babaların, sürecin hem çocuğun hem de kendi haklarının korunması açısından büyük önem taşıdığını bilmeleri gerekir. Bu süreçte alınacak doğru hukuki destek, hem çocuğun üstün yararını gözetmek hem de olası hak kayıplarını önlemek açısından kritik rol oynar.

    Eğer siz de boşanma sürecinde velayet konusunda hukuki danışmanlık almak istiyorsanız, alanında uzman bir avukattan profesyonel destek almanız, süreci doğru ve güvenli şekilde yürütmenize yardımcı olacaktır.